Sıkça Sorulan Sorular (SSS)


Seminerler hakkında en sık sorulan sorulara cevaplar

Seminerlerle ilgili çok sayıda soru geldiği için soru cevap şeklinde bir yazının faydalı olacağını düşündük. Madde madde açıklamak daha kolay okunur ve anlaşılır olacağı için öyle yazıyorum. Seminerlerle ilgili en çok sorulan soruları ve yanıtlarını aşağıda okuyabilirsiniz.

Siz yine de tüm sorularınız için bizi aramaya devam edin. Sevgiler. Dr. Seda Öztürk

I. Auriküloterapi ( Fransız Kulak Akupunkturu ) nedir yahu?

Seminerlere katılmayı planlayan çoğu hekim bu konuda belli ölçüde bilgi sahibi olsa da, Nogier ismini zaten duymuş olsalar da, konuyu daha önce hiç duymamış pek çok hekim arkadaşımız da var. Onlardan  gelen bu soruyu, sıkıcı olmamaya çalışarak anlatacağım. Telefonda pek çok kez duyduğum bu soruyu en son olarak çok sevdiğim bir arkadaşım Facebook sayfamda soru olarak paylaşınca artık cevap yazmak gerekiyor diye düşündüm.

Tanımlar veya kitabi bilgi yerine, kısaca bu yöntem nedir, benim için ne ifade ediyor ve neler yapılabilir sorusunu cevaplamaya çalışacağım sonrasında da isteyenler vereceğim linke tıklayarak okumaya devam edebilirler.

Öncelikle; bu bir tıbbi yöntem. Kulak derisinin eşsiz özelliklerine ve kulak ile merkezi sinir sistemi arasındaki ilişkilere dayanıyor. Yani bir başka deyişle, kulak derisini kullanarak sinir sistemine komut verebildiğiniz bir yöntem, bir refleksoterapi.  Nörovejetatif sisteme de etki edebiliyorsunuz. Şaşırtıcı geldiğine eminim, ama bilimsel kanıtları ve olguları dinlediğinizde  öyle gelmeyecek.

Peki bu yöntemle neler yapılabilir;

Aşağıda vereceğim örnekler, tıp ahlakı kurallarına dikkat etmek için, sadece çeşitli kaynak kitaplardaki olgulardır, ilgilenen herkese aşağıdaki olguların bulunduğu kaynak kitapların isimlerini mail olarak gönderebilirim. Kendi hastalarımı veya başka arkadaşlarımın hastalarını refere etmiyorum.

Çok şiddetli bir ağrıyı, hiç ilaç kullanmadan, dakikalar içinde kesebilirsiniz (trende seyahat ederken, kendisinde aniden başlayan bir renal kolik ağrısını, tükenmez kalemin ucunu kullanarak, kulaktaki bir noktaya bası uygulayarak kesen bir hekim).

Başkalarına inanılmaz gelen tuhaflıkta etyolojik teşhisler koyabilirsiniz, örneğin yıllarca devam eden, antibiyotikle yaşayan kronik otitli hastada, etyolojide bir RIA (rahim içi araç) dan şüphelenip RIA çıkartıldığında hastanın enfeksiyonlarının bir daha geri gelmemek üzere kaybolduğuna şahit olabilirsiniz. (Bu bir olgu, her otitli hastada böyle olmaz pek tabi ki, burada önemli olan etyolojik teşhiste nerelere gidebildiğiniz).

Ateşi çıkmış bir çocuğun ateşini sadece kulağına özel bir şekilde masaj yaparak düşürebilirsiniz.

Günde pek çok kereler epilepsi atağı geçiren bir hastada etyolojide görünürde sağlam olan bir dişi etyolojik neden olarak tespit edip, diş odağının tedavi edilmesiyle atakların sayısının önemli ölçüde azaldığını fark edebilirsiniz.

Multiple sklerozlu hastalarda progresyonu ve atakları önleyebilirsiniz. Multiple sklerozun etyolojisine ve tedavisine auriküloterapi yaklaşımını öğrendiğinizde çok şaşıracaksınız.

Psikolojik travma yaşamış kişilerde, travmaya bağlı ortaya çıkan duygusal problemleri tedavi edebilirsiniz.

Depresyon, anksiyete, dikkat eksikliği, korkular, bağımlılıklar ve benzeri pek çok durumda santral sinir sistemine etki ederek yardım ve tedavi imkanınız olacak.

Nörovejetatif sistemi ilgilendiren her alanda, imkansız gibi görünen etkilere neden olabilirsiniz. Düşünün ki Vagus’a etki için sadece deriyi kullanmak!! Pek çok branşın ilgisini çekeceğini düşünüyorum.

Sempatik sinir sistemine etki ederek immün sisteme etki mümkün (lenfatik gangliyonlar sempatik innervasyonlu unutmayın).

Amerikan ordusu, askerlerine bu yöntemi öğretiyor ve ceplerinde ufak iğneler taşıyan askerler savaş alanında yaralandıklarında, şiddetli ağrılarını o iğneleri kulaklarına takarak gideriyorlar ve hastaneye ulaşana kadar palyatif tedavi yapıyorlar.

İsteyenler, internet sitemizdeki Auriküloterapi ve Aurikülotıbbı sayfamızdan daha detaylı bilgiler okuyabilirler.

Ancak tavsiye edeceğim en iyi şey, kendiniz anlamak ve deneyimlemek için lütfen seminerlere gelin…

II- Seminerlere katılmak istiyorum ama kafamda sorular var, bu eğitim bana uygun mu ya da ne sağlayacak bilmiyorum, seminerler kimlere hitap ediyor biraz açıklar mısınız?

Öncelikle olası durum senaryolarıyla size yardımcı olmaya çalışacağım;

a. Diyelim ki; tamamlayıcı tıp yöntemlerine, değişik yaklaşımlara açıksınız ancak daha önce bu alanlarda hiç eğitim almadınız ve her hastanızda kullanabileceğiniz genel bir dengeleme yaklaşımı öğrenmek istiyorsunuz. Tamamlayıcı tıbba, bilimsel yöntemler ve çalışmalardan ödün vermeden başlangıç yapmak istiyorsunuz    Öyleyse, mutlaka  seminerlere gelmelisiniz. Önceden hiçbir eğitime ihtiyacınız yok, hekim olmanız yeterli, eğitimler sıfırdan başlayarak size yöntemi aşama aşama öğretir. Her basamak kendi içinde tam ve uygulanabilir planlanmıştır. Sadece bir basamağa katılarak bile yöntemin bazı uygulamalarını gündelik pratiğinize katmanız mümkündür.Sonuç olarak; çalıştığınız yer ya da alan ne olursa olsun, seminerden çıkar çıkmaz uygulayabileceğiniz ufak testler ve tedavi uygulamaları ile yapabileceğiniz şeyler çok yetkin ve değerlidir.

b. Ya da; akupunktur eğitimi aldınız ve bu eğitimler sırasında kulaktan yapılan tedavileri öğrendiniz, ancak nasıl uygulamaya koyacağınızı bilmiyorsunuz. Çok fazla teorik ve karmaşık bilgi var ama nereden nasıl başlayacağınızı bilmiyorsunuz. Kulak size sadece bir akupunktur mikrosistemi olarak görünüyor. Çin Kulağı, Fransız Kulağı vs. yani kafanız karışık. Akupunktur ile auriküloterapi arası farklar sizin için net değil. Bu alanda aslında tekrar eğitim alıp almama konusunda bile kararsızsınız, fark ne olabilir ki diyorsunuz 

O halde; mutlaka seminerlere gelmelisiniz. Farkı anlayacaksınız. Bu seminer size sentez ve kavrayış sağlar ve bildiğinizi sandığınız şeyleri kökünden değiştirir.

Ezberden kavrayışa geçiş ve algoritmik yaklaşım bu alanda tüm yüklerinizi kaldırıp sizi özgürleştirir. Artık bu alanda hareket etmek size kolay ve eğlenceli gelmeye başlar. Alacağınız sonuçlar ise motive eder ve klinik pratiğinizi zenginleştirir. Özgüven de cabası.

c. Belki de kulak konusunda kendinizi yeterli düzeyde bilgili hissediyorsunuz ama; belli hastalıklara özel standart yaklaşımlara ve kulaktaki nokta ve lokalizasyonları tekrar çalışmaya ihtiyacınız var. O zaman 1. Basamak seminere mutlaka gelmelisiniz . Ama biz size yine de 2. Basamak semineri de öneririz, çünkü kişiye özel genel dengeleme çalışmayı öğrenmekle tedavi engellerini ortadan kaldırmış olursunuz. Emin olun ki Dr. Nogier ile tanıştıktan ve ondan eğitim aldıktan sonra zaten tüm seminerlere katılmayı isteyeceksiniz.

d. Belki de tamamlayıcı tıp alanında zaten çok fazla ve çeşitli tedavi yöntemleri kullanıyorsunuz ama her alanda ayrı ayrı çok fazla derinleşme şansınız yok, ancak her hastanızda uygulayabileceğiniz bir dengeleme yaklaşımı işinize yarayacak   O halde seminerlere gelmelisiniz. Nogier Türkiye seminerlerinde, konu, sizi teoriğe boğmadan tüm yönleriyle kavratılır. Eğitim her hastaya uygulanabilecek testler ve kişiye özgü yaklaşım sağlar ve bolca klinik uygulama içerir.

III- 2.Basamak seminere katılmak için, 1.Basamak Seminere katılma zorunluluğu ya da gerekliliği var mı? ⇒ EVET

2.Basamak semineri, Nogier Nabzının öğrenilmesi ve onunla yapılacak teşhis ve tedavi olasılıkları odaklıdır.

Bolca klinik demonstrasyon yapılır ve bu nabızla yapılabilecek uygulamalar aşama aşama öğretilir. Çünkü size, teoriyi verir ama yormaz, gereksiz bilgiye boğmaz, ezbere yönlendirmez, yani konuyu özünden kavratır ve hiçbir şey havada kalmaz.

Nogier nabzı (vasküler sinyal, VAS) sıklıkla hekimlerin çekindiği ya da yeterli deneyimleri olmadığı için kullanmakta çekimser davrandıkları ya da hiç bilmedikleri bir alandır.

Bu seminer size, hem Nogier nabzının en doğru şekilde alınışını öğretir hem de onunla yapılabilecek uygulamaların çok çeşitli ve yetkin alanına sokar.

IV. 3. Basamak Postüroloji semineri ilgimi çekti ama postüroloji nedir ve ne işe yarar, neden öğrenmeliyim? Bu bir auriküloterapi yöntemi mi? Auriküloterapiyle ilgisi ne?

Öncelikle anlaşılır kılmak için bir örnek verelim; sonra tanımlayalım;

Siz hiç; ağrısıyla  başvuran bir hastaya, kendisinin farketmediği ve hekimlerinin bile farketmediği bedensel asimetrilerini seanstan önce gösterip, sonra da kulaktan ufak bir müdahale ile nasıl dakikalar içinde bu asimetrilerin düzeldiğini gösterdiniz mi? Ya da çok şiddetli bir müsküloskeletal ağrıyı dakikalar içinde ilaç kullanmadan giderdiniz mi? Cevabınız hayır ise, Postürolojiyle henüz tanışmamışsınız demektir.

Akut ya da kronik bir omurga ağrısı (boyun, bel yada sırt) bulunan bir hasta size başvurdu diyelim (daha önce yapılan incelemelerle etyolojik bir neden bulunmuş veya bulunamamış olsun),  bu hastada daha önceden konulan ya da konulamayan teşhisi yeterli kabul edip, sadece ağrıyı tedavi etmeye mi yönlenirsiniz?

Bel, boyun, sırt ağrıları ve siyatik; neredeyse her branştan hekimlerin, klinik pratiklerinde çok sık karşılaştıkları problemlerdir. Bu ağrılarda etyolojik neden olarak; disk hernileri ya da bulgingler, omurlarda düzleşmeler, kas spazmları, aşırı kilo vs dışında bir şey sıklıkla düşünülmez. Oysa bu hastalarda çoğu kez, ağrıyı açıklayabilecek düzeyde anatomik bir lezyon bile bulunamayabilir. Tedavide ise cerrahi, anti inflamatuar-ağrı kesici ilaçlar ve kas gevşeticiler ya da fizik tedavi, akupunktur ve benzeri yaklaşımlar kullanılır. Ancak konu sadece ağrıyı kesmek ya da mekanik bozukluğu gidermek mi? Neden bu problemlerin ortaya çıktığını gerçekten biliyor muyuz?

Postüroloji bilen bir hekim, kendisine başvuran bu tür hastalarda önceden yapılan incelemeleri ve tetkikleri değerlendirir ancak kendisi de çeşitli postürel testler yaparak durumu değerlendirir. Daha derinde yatan ve çoğu kez bilinmediği için gözden kaçan bu etyolojiyi tespit etmek, hem tedavi edici, hem de önleyici açıdan eşsiz bir fırsat sağlar.

Örneğin; bu hekim o kişide gözlerde ya da diyelim kulaklarda ya da ayak tabanlarında veya çenede vs. bir problem tespit edebilir.  Yaptığı teşhisler şaşırtıcı görünebilir ancak hepsi bilimsel olarak açıklanabilir teşhislerdir ve çok isabetlidirler.

Yine bu hekim, merkezi sinir sistemini etkileyecek tedaviyi kulaktan auriküloterapi yöntemiyle yapabilir. Bu tedavi; hem ağrıya hem de etyolojiye yönelik olacaktır.

Ayrıca kökende yatan sensöriyel nedene yönelik tedaviyi de, hem kendisi düzenleyebilir hem de gerekli branş hekimleriyle işbirliği yapıp hastasına maksimum yardım sağlayabilir.

POSTÜROLOJİ NEDİR:

Postüroloji; omurgayla ilgili tüm ağrıların hem etyolojilerine hem de tedavilerine bambaşka bir yaklaşım sağlayan bir yöntemdir. Nispeten genç olan, bu isim ve yaklaşım, 1973 yılında Fransız bir hekim olan Pierre-Marie GAGEY tarafından ortaya konmuştur. Dr Michel Marignan ise, auriküloterapi konusunda bir ustadır; ayrıca postüroloji alanında yıllar süren araştırmalar ve klinik gözlemler sonrasında, şu anda “Postürel Sendromlar” olarak adlandırılan ve çeşitli protokollere dayanan bir tedavi yaklaşımı geliştirmiştir. 1990 yılından beri,  Fransa’da  hem özel kurslarda hem de Üniversite’de Postüroloji eğitimi vermektedir ve pek çok Postüroloji topluluğunun kuruluşunda itici güç olarak hizmet vermiştir.

İki ayaklı ve ayakta duran bir canlı olan insanoğlunun ayakta durması “postürel sistem” denilen ve santral sinir sistemi tarafından kontrol edilen otomatik bir sistem sayesinde sağlanır.

Yani bizi dik tutan merkezi bir sistem mevcuttur. Bu sistem otomatiktir ancak doğru çalışabilmesi için de doğru sensöryel veri girişleri gereklidir. Veriler yanlış olursa, output, yani ortaya çıkan postür de yanlış olur ve sonuç olarak çeşitli ağrılar ve bozukluklar ortaya çıkar.

Bu sistem istemli duruş hareketleriyle düzeltilemez. Merkezden etki etmek gereklidir. Yani postürolojinin pozisyonla ilgisi yoktur.

Özetle; bu seminer size eğitimini almak için bolca zaman ve kaynak gerektiren bir alanda eşsiz bir fırsat sunar ve kolayca ulaşılması mümkün olmayan bir eğitimi direkt konuyu geliştiren hekimden öğrenmenizi sağlar.

Seminere hem Auriküloterapi bilen, hem de hiç bilmeyen hekimler katılabilir; çünkü seminer öncelikle size postürolojinin tüm temellerini, testleri ve tedavi yaklaşımlarını öğretir. Ayrıca auriküloterapi yöntemiyle postürel problemlerin nasıl tedavi edileceğini ve tedavi protokollerini de gösterir. Klinik uygulama örnekleriyle konuyu uygulamaya da döker.

Dolayısıyla bu seminere katılmak isteyen hekimin Auriküloterapinin tamamını bilmesine gerek yoktur, ancak tahminimiz, bu alanda çalışmaya başladıktan sonra diğer Auriküloterapi seminerlerine de katılmak isteyeceğiniz yönündedir.

Özellikle katılması önerilen branşlar;

Fizik tedavi rehabilitasyon uzmanları, anestezistler, nörologlar, beyin cerrahları, akupunkturistler, aile hekimleri, pratisyen hekimler, acil tıp hekimleri, ortopedistler, göz hastalıkları uzmanları, kulak burun boğaz uzmanları, diş hekimleri ve ayrıca ağrılarla ilgilenen her branş bu seminerden fayda görecektir.

%d blogcu bunu beğendi: